İslâm dininin ortaya çıkışından Hicrî V. (Milâdî XI.) asra kadar geçen süre Müslümanlar tarafından üretilen düşünce dünyasının en renkli dönemlerinden biridir. İslâm Felsefesi Kelâm Fıkıh Usûlü Tasavvuf gibi farklı düşünsel disiplinler söz konusu devrede neşvünema bulmuşlardır. Bu döneme Kelâm ilminin kuruluşu ve gelişimi açısından baktığımızda Mu'tezile mezhebinin sağladığı katkılar inkâr edilemez bir gerçektir. Tarihi kaynaklar İslâm inancının "aklî" açıklama ve savunmasının sistematik olarak ilk defa onlar tarafından yapıldığını göstermektedir.
Bu çalışmanın ana karakterini oluşturan Kâdı Abdülcebbâr Mu'tezile mezhebinin etkisini yitirmeye başladığı bir dönemde yaşamış önemli bir ilim adamıdır.
Modern araştırmalar daha çok Mu'tezilî âlimlerin "ilâhî sıfatlar" "kader" ve "insan fiilleri" hakkında ileri sürdükleri düşüncelerle ilgi-lenmişlerdir. Buna bağlı olarak özellikle "Allah-insan ilişkisi" ve "insanın ahlâkî karakteri" üzerine Mu'tezilî fikirleri konu edinen ciddî bir literatür oluşmuştur. Bu alan Kelâm ilminde mesâil olarak isimlendirilen ana konulardan oluşmaktadır. Dr. Murat MEMİŞ eserinde bu meselelere bir giriş niteliğini taşıyan ve daha çok vesâil olarak adlandırılan konulardan biri olan "bilgi problemi"ni incelemektedir.
Mu'tezilî Bir Bakışla BİLGİ PROBLEMİ'nde; "bilginin ne olduğu insanın bilgi elde etme imkânının geçerliliği bilginin çeşitleri ve kaynakları" meseleleri sırasıyla Kâdı Abdülcebbâr'ın yazdıkları doğrultusunda incelenmiştir. Bilgi problemine zemin oluşturması bakımından Mu'tezile mezhebinin "akılcı" yapısıyla ilgili genel bir değerlendirme ve Kâdı'nın hayatı ve eserleri hakkındaki özet bilgiler de bu eserde ele alınmıştır.