Yahya Kemal Osmanlı Türk Devleti'nin hızla dağılıp çöktüğü ve yerine Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu siyasi sosyal ve kültürel çalkantılarla dolu bir dönemde yaşamıştır. Çöküş acıları ile doğum sancılarının iç içe girdiği bu ''çöküş'' ve ''yeniden oluş' döneminde devamını sağlayan ve sağlayacak olan milli kültür değerleri konusunda ciddi tereddütler geçirmişlerdir. Yahya Kemal'in yetiştiği ve eserlerini verdiği dönem çok kavimli çok kültürlü devlet yapısından milli bir devlet yapısına geçildiği ''tarih'' ''millet'' ''vatan''gibi temel kavramların yeniden tarif ve tayin edildiği; ''dil'' ''din''müzik'' ''mimari'' edebiyat'' ve diğer kültür değerlerimizin yeniden milli bir anlayışla gözden geçirildiği; milletimiz için çeşitli kurtuluş reçetelerin teklif edildiği bir dönemdir.
Hızlı mecburi kültür değişmelerine maruz kalındığı batılılaşma isteklerinin giderek taklitçiliğe yöneldiği ve kültür unsurlarımızın değer aşınmasına uğradığı böyle bir dönemde Yahya Kemal'in tarihi birikimden gelen kültür değerlerimize yönelmesi oldukça dikkat çekicidir. Pek çok aydın ve sanatkar batı hayranlığı içinde Batı kültürlerinin tesiriyle kültür unsurlarımıza hor bakarken Yahya Kemal Batı kültürleri içinden çıkıp gelerek ''Türklüğü tarih din tarih edebiyat müzik mimari Türk şehirleri ve diğer kültür değerlerimize yönelmiş; milletimize hayat veren bu kültür değerlerimizi şiir yazı ve sohbetlerinde bir ''milli romantizm'' şevk ve heyecanıyla yeniden işleyerek onları yeni nesillere sunmuştur.