Mayıs Çerkesler için hüzün ayıdır. 1864'te atayurtları Kafkasya'dan sürgün edilen yüz binlerce Çerkes dumanlı dağlarını bereketli tarlalarını zengin ormanlarını doğup büyüdükleri köyleri terk etmek zorunda kaldılar. Yiğit erkekler fidan boylu kadınlar destanlar yazmış yaşlılar ve masum çocuklar yüreklerinde vatan acısıyla yollara düştüler. Ne yapacakları yolculuk ne de varacakları Osmanlı Ülkesi hakkında fikir sahibiydiler. Onlarcası hastalık açlık ve susuzluk yüzünden can verdi. Geride kalanlarsa onurları ve sıkı sıkıya bağlı oldukları gelenekleri ile yaşamlarını sürdürmeye çalıştılar.
Gelincik küçük Çerkes kızı Maze ile kardeşi Daryal'ın soluk kesen yolculuklarını ve on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında İstanbul'un değişen kaderini anlatıyor. İki kardeşin duygu dolu hikâyesi Sultan Abdülaziz'in son günlerine kadar pek çok tarihi olayla kesişiyor.
Üstleri örtülse de kapanmayan yaraların bambaşka yönlere savrulsalar da birbirlerine görünmez iplerle bağlı insanların romanı Gelincik.
Çerkes dramında son bulan hayatlara...