Coğrafyamızda halkların varlığına ilişkin tarihsel-kültürel-toplumsal miras göz kamaştıracak zenginliktedir. Burjuva tarih bilimine göre yok sayılan ve unutturulmak istenen bu gerçeklik bütün renkleriyle ve görkemiyle orta yerde durmaktadır. Halklar kendi iradesi üzerindeki yıkıcı sömürücü ve saldırgan güçlerden kurtuldukça benliklerine ait parçaları varlıkları bir bir keşfetmeye yeniden tanımlanır hale getirerek yaşanabilir bir düzeye kavuşturmaktadır. Bu düzey halkların yaşamı varlığı ve geleceği üzerindeki binbir çeşit dayatmaları tümüyle bertaraf edemese de sosyal kurumlaşmanın en etkili en ayrılmaz araçlarından biri olan dillerine sahip çıkarak bir kuşatma zincirini daha kırmışlardır.
Yayıma hazırladığımız bu çalışmanın Kırmancki dilinin söz varlığınıderlemeye yönelik sürdürülen dilbilimsel çabalara katkı getirmesi ve daha ileri çalışmalara temel oluşturmasını umut ediyoruz.