Eski Anadolu Türkçesi ile yazılmış diğer mesnevilere kıyasla dili daha sade olan Süheyl ile Nevbahar mesnevisi Türk edebiyatında beşeri aşkı konu alan ilk mesnevi olma özelliğini taşır.
Mes'ud bin Ahmed tarafından on dördüncü yüzyılda Farsça bir mesneviden çevrilerek Türkçeye kazandırılan eser Yemen padişahının oğlu Süheyl'in Çin padişahı Fağfur'un kızı Nevbahar'a olan aşkını konu alır.
Süheyl ile Nevbahar resmini gördüğü andan itibaren Nevbahar'ın aşkıyla yanıp tutuşan Süheyl'in Yemen'den Çin'e uzanan arayış yolculuğunun yanı sıra aşk uğruna çıkan savaşları dökülen kanları iyinin kötü ile olan ebedi mücadelesini anlatıyor.