"Onlar kendilerini nasıl hissediyorlardır acaba" dedi aklından. Bu katliamı tezgâhlayanlar uygulamaya koyanlar ve tezgâhçıların tezgâhına gelip tetiklere basanlar nerede ne yapıyorlardı acaba? Uyuyabilmişler miydi? Rüyalarında yaşamlarına son verdikleri ölü ya da diri yüzlerce gencin çığlıkları kulaklarına etrafa fışkıran kanları gözlerinin önüne hiç gelmiş miydi? Herhangi bir sebeple "Yaşamak çok güzel" demişler miydi? Yemek yiyebilmişler miydi döktükleri bu kadar kanın üzerine? Belki de aç kurtlar gibi tıkınıp üstüne bir de geğirmişlerdi ellerindeki kürdanla dişlerini karıştırırken. Hiçbir şey yapmamış gibi çocuklarının yüzüne bakabilmiş ve "güzel rüyalar" dilemişler miydi mesela. Eşlerinin koynuna girip sevişmiş olabilirler miydi?
"Sen de onların arasında olabilirdin. Allah'a şükür ki sen yaralanmamışsın."
Gözlerini açtı ve hemşirenin gözlerinin içine bakarak konuştu. "Abla senin adın ne?"
"Seher."
"Yanılıyorsun Seher Abla. Dün gece orada binlerce genç yaralandı. Yaralılarımızın bazılarının kanı dışarı akıyor bazılarının içeri. Dün gece orada yara almayan yoktu ki. Dün gece orada yüzlerce ölü vardı.