Günümüzde her devlet için azınlıklara veya ulus devletlerin içinde farklı dil din ve kültürel özellikler ile kalan gruplara hangi seviyede hakların verilebileceği kimlerin bu kapsama alınabileceği ve nasıl bir politika oluşturulacağı ve hangi esaslar ile uygulama alanına konulacağı ciddi anlamda büyük bir problem sahası oluşturmaktadır. Bu sorun uzun bir dönem boyunca Türkiye için de benzer şekilde bir renk karmaşasına sebep olmuştur. Atatürkün dil kültür ve gelecek birliği esasları ile teorik arka planını oluşturduğu Türk ulusunun canlandırılması ve Türk kültürü ile şekillendirilmesi çalışmaları Atatürk'ten sonra hatalı uygulamalar ve Avrupa'daki gelişmelerden negatif yönde etkilenmelerle bugün kaos ortamına dönmüştür. Bu nedenle tarihi sürecin yeniden incelenmesi ve yapılan hataların tekrar ortaya konularak günümüz azınlık yaklaşımları içinde ve Türk kimliğinin birleştirici özelliğini dikkate alan Türk ulus kimliğinin ve Türk ulusal bütünlüğünün korunmasını temel alan ve taviz vermeyen uygun bir azınlık politikasının yaratılması kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Türkiye'nin azınlık politikalarını azınlıkların düşüncelerinden resmi söyleme basından kamuoyuna kadar geniş bir yelpazede ele alan bu eser azınlık sorunsalına tarihi süreç içinde derinliğine ve genişliğine geniş bir bakış açısıyla bakabilmemizi ve azınlık haritasını bütün detaylarıyla görebilmemize imkân tanımaktadır.