ağaçların düşlerine giren çarpık dişli korkunç bir filin
önüne geleni yıkıp geçen yalnızlığı bu!
bilinçaltıma sarkan ten rengi şimşekler salkım saçak cehennem tubaları
çırılçıplak kadınlar darmadağın yataklar ve yaralı ruhum ne ki hayatımın özeti
işte bu makrofonumda uğuldayan sessizlik ah teknik hata değil mühendislik
yeter yalnızca birkaç sözcük ispatlasın yokluğumu ispatladı çünkü yaşamımı
su yüzüne çıkan bir şapka ve şapkadan bir illüzyon gibi çıkan ölüm
benden bakiye akıp giden nehirde