Toplumun ayakta kalmasını sağlayan en önemli yapı olan aile kurumu son yıllarda ciddi saldırılara maruz kalmaktadır. Batılı hayat tarzının dayatılması sonucunda kültürümüzde başlayan yabancılaşma hastalığı aile kurumunu da ciddi şekilde hasara uğratmıştır. Gerek televizyonlar gerekse diğer olumsuz etkenler çözülmeyi huzursuzluğu olumsuzluğu artırmış ailede imdat çığlıkları bariz şekilde duyulmaya başlanmıştır. Bu hususta zaman zaman devlet yetkilileri açıklamalarda bulunarak çözüme yönelik adımlar atsa da meselenin derinliği başka çareler aranması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Bu sebeble kurumsal anlamda yaraya ilaç olmaya çalışan sivil toplum örgütlerinin yanında bireysel mücadele vererek bu alanda hizmet etmeye çalışan engin gönüllü duyarlı insanlar da çalışmalarını sürdürmektedirler.