Bu kitabın amacı Antonio Gramsci düşünce ve pratiğinin küresel siyasi iktisattaki hegemonya ve pasif devrim konularıyla tarihsel ve çağdaş bağlantısını çözümleyerek bu tür konulara değinmektir. Değişken gelişimin hegemonya ve pasif devrim koşullarına ilişkin kaygıları ortaya çıkardığı şeklindeki Gramsci yaklaşımını takip ederek onun düşünce ve eylemiyle ilgili yeni sorular sormak mümkün olabildi. Dolayısıyla Gramsci'nin bize dümenden bir nebze uzaklaştığı veya beklenenden daha az yardımcı olduğu anlarda bile kapitalizmin fırtınalı sularında bir takım yollar bulmak "devrimci" toplumsal ve siyasi kalkışma dalgalarını sorgulamak konularında hâlâ yardımcı olabileceği öne sürüldü. Buna bağlı olarak kitap boyunca Gramsci kavramlarını oldukları gibi "uyarlamak" ya da Gramsci'nin günümüz sorunlarına tüm yanıtları verdiğine inanmak dışında hegemonya pasif devrim ve değişken gelişim konularında Gramscici bir yolla düşünmeye vurgu yapıldı. Onun eski soruları sorma ve kişiyi Gramsci'nin güncelliğini koruduğu kapitalizm ve hegemonya sorunlarında yeni sorular sormaya yönlendirme yolu budur. Sonuç olarak alternatif toplumsal koşullar hakkında hegemonya ve pasif devrim sorunsalını merkeze almış bir Gramscici düşünüş tarzı geliştirmek mümkün oldu. Amaç bunu hegemonya ve pasif devrime karşı mücadeleyi ele alırken Gramscici düşünüş yöntemini -ana motifini ya da onun düşünüş ritmini- içselleştiren bir tarzda yapmaktı. "Gramsci'yi çözümlemek" başlığı altında bu kitap küresel siyasi iktisadı şekillendiren değişken gelişim koşullarındaki hegemonya ve pasif devrim süreçlerini anlamaya bir davettir. Aynı zamanda dünya düzenindeki değişken gelişim koşullarının üzerine çıkabilecek pratikler hakkında düşünmeye de bir davettir. "Yarın dünyayı inşa etme işini artık bitirdiğimizi ilan etmeyeceğiz" diyordu Gramsci "aksine sürekli iyileştirme için yolu daima açık tutacağız." Bu kitap Gramsci teori ve pratiğinin dünya düzeninde değişken gelişimi şekillendiren geçmiş ve bugünkü yapılandırılmış aracılar hakkında eleştirel argüman sağlamak konusunda gerekli bileşenlere sahip olduğunu ortaya koymuştur.