1908-1918 arası Türkiye'nin kaderine hâkim olan İttihat ve Terakki Partisi mensuplarının bütün iyi niyet ve vatanseverliklerine karşın ülkenin büyük bir felakete sürüklenmesine yol açtı. İttihatçı zihniyete göre; iktidara sahip olmanın yolu darbe yapmaktan geçiyorsa bu yapılırdı. "Ya devlet başaya kuzgun leşe" aralarında kullandıkları meşhur bir slogandı.
Eski İttihatçıların bir kısmı Cumhuriyet'ten sonra her ne kadar güçlerini kaybetmiş olsalar da devletin başına geçme arayışı içinde oldular. Bunun yolunu da Mustafa Kemal Atatürk'e suikast yapmada aradılar. Bu olay tarihe İzmir Suikastı olarak geçti. Eski İttihatçılardan oluşan bir kesim 15 Haziran 1926 tarihinde İzmir'de Atatürk'ü öldürmeyi düşündülerse de suikast girişimi başarılı olmadı. Sonrasında ise bir hesaplaşma dönemi başladı. Bu hesaplaşmadan dönemin muhalif kesimleri önemli bir darbe aldılar. Görünen o ki bu olayda gelişmelerden haberi olmayıp kendi köşesine çekilmiş birçok eski İttihatçı da yargılandı bazıları da cezalandırıldı. Bu da muhtemelen her zaman potansiyel tehlike olmanın ceremesini çekmek anlamını taşıyordu.