"Bir milletin tarihi coğrafyası değer ölçüleri folkloru müziği edebiyatı ilmi dünya görüşü ve millet olmayı gerçekleştiren her türlü ortak değerleri yüzyılların süzgecinden süzüle süzüle kelimelerde deyimlerde sembolleşerek hep dil hazinesine akıtılmakta özünü orada saklamaktadır."
Çerkes adet gelenek göreneklerin yaşandığı dilin tamamen Çerkesce konuşulduğu bir köyde doğdum. Çocukluğum köyde geçti. O dönemde doğan çocukların hepsinin anadilleri Çerkesceydi. İlkokula başlayana kadar çocuklar arasında Türkçeyi bilen hemen hemen yoktu. İlkokula başladığımızda ilk yılımız Türkçe öğrenmekle geçerdi.
Köyden çalışmak için giden gençler Çerkesce sohbetleri şakaları oyunları.. Unuttular. Belli bir zaman sonra evlenip çalıştıkları yerlerde ev bark çoluk çocuk sahibi oldular. Bu arada televizyon bilgisayar gibi teknolojik araçlar hayatımızı tamamen yönlendirmeye başladı. Bizler annemizden babamızdan doğal ortamımızdan öğrendiğimiz Çerkesceyi çocuklarımıza öğretemedik.