Kristallografi ve moleküler biyolojinin kurucuları arasında sayılan ve batı dünyasının bugünkü bilim politikalarının oluşmasında çok büyük rolü bulunan J.D. Bernal 20. yüzyıl İngilteresi'nin ünlü "Cambridge Bilgesi" olarak tanınırdı. Fizik ve kimyayı biyolojiyle birleştiren; sanayi ve ekonomiye Ar-Ge düşüncesini getiren ve bu sayede pek çok gelişmenin yolunu açan bu efsanevi profesör genel fizikten moleküler fizik ve biyofiziğe moleküler biyolojiden mikrobiyolojiye uzay aracından uçak gemisi yapımına bilim felsefesi ve tarihten bilim politikası ve genel olarak felsefeye neredeyse ilgilenmediği üzerinde yazmadığı çalışmadığı yönlendirmediği; hakkında araştırma katkı yapmadığı alan olmamasına ve üstelik en azından beş doktora öğrencisi ve asistanına bilimde Nobel Ödülü kazandırmasına rağmen son 40 yılda kendi ülkesinde bile unutuldu daha doğrusu unutturuldu. J.D. Bernal'ın unutturulmasında en büyük etkense diğer özelliklerinin yanı sıra Marksist olmasıdır.
Bugün özellikle Anglo-Amerikan dünyasında bilim daha çok fiziksel evrenin bilgi birikimi olan doğa bilimleri olarak değerlendirilirken Almanya ve Rusya gibi ülkelerde sosyal bilimler sosyal sistemlerin bilgisi olarak değerlendirilir. Bazı yerlerdeyse bilim kavramı daha da genişletilip içine teknoloji de eklenir. J. D. Bernal bu üç alanı yani doğa bilimleri sosyal bilimler ve teknolojiyi birleştirdi. Bugün bilimin değişik alanları arasındaki sınırlar alabildiğine kapanmış ve pek çok alan birçok yönüyle iç içe geçmişse bunda en önemli rollerden biri J. D. Bernal'e ve onun bilimin sosyal bir işlevi olduğuna ilişkin ünlü tezine aittir. Bu tezini "Bilimin Toplumsal İşlevi" adlı kitabında işledi. 1939'da yayınladığı bu kitabında Bernal iki soruyu yanıtlamaya çalıştı: 1) Bilim bugün ne yapıyor? 2) Bilim aslında ne yapabilir? Bu sorular ekseninde kapitalist ve sosyalist dünyadaki bilimi bilim politikalarını karşılaştırdı tartışıp önerilerde bulundu.
Yazarın yayınevimizden çıkan "Marksizm ve Bilim" "Tarihte Bilim" adlı kitaplarından sonra üzerinde en çok tartışılan ve referans gösterilen "Bilimin Toplumsal İşlevi" okurla buluşuyor.