Mayıs 1997'de Muhammed Hatemi halkın değişim isteyen yüzde 70'i tarafından İran Cumhurbaşkanı seçildi. Temmuz 1999'da reformcu öğrenciler sokaklara döküldü. Şubat 2000'de reformcular Meclis çoğunluğunu da ele geçirdi. Ve sık sık "İran'da ne oluyor?" diye sorulmaya başlandı. Elinizdeki kitap bu soruyu önyargılardan klişelerden ve hazır cevaplardan olabildiğince uzak durmaya çalışarak cevaplama iddiasında. Hatemi'nin İran'ı bu ülkede yaşananları ve çatışan farklı siyasi eğilimleri yerinde gözleyerek önde gelen isimleriyle doğrudan görüşerek ve birinci dereceden kaynaklara başvurarak aktarıyor. Beş yıldır Anadolu Ajansı temsilcisi olarak Tahran'da yaşayan Sami Oğuz ile Türkiye ve dünyadaki İslami hareketlerle ilgili çalışmalarından tanadığımız Ruşen Çakır İran'daki reform hareketinin serüveninin ve nuhafazakar kanadın değişimi engelleme çabalarını ayrıntılarıyla ele alıyorlar. Oğuz ve Çakır İran'daki otoriter İslami devlet yapısınını kendi içinden çıkan kodroların öncülüğündeki bir toplumsal hareket tarafından dönüştürülüp dönüştürülmeyeceğini tartışıyorlar. Hatemi'nin İran'ı bu yönüyle Türkiye ve dünyada süren "İslam-demokrasi ilişkisi" tartışmaları için de önemli ve somut ipuçları sunuyor.