Türkiye'de özellikle son yıllarda gerek Türk-Ermeni ilişkilerinde yaşanan birtakım siyasi gelişmeler gerekse Türkiye'nin Avrupa Birliğine üyelik süreci beraberinde Ermeniler ve Ermeni sorunu konusunda birtakım pozitif adımların atılmasını da getirmiştir. Bu adımlar arasında çeşitli üniversitelerde Ermeni Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılması Türkiye'de yaşayan azınlıkların siyasi ve sosyal yapılarıyla ilgili birtakım değişim ve dönüşümlerin yaşanması çeşitli sivil toplum kuruluşlarının başlatmış olduğu empati ve birbirini anlama çatışmaların çözümü ve benzeri çalışmalar örnek olarak gösterilebilir. Bu çerçevede söz konusu çalışmanın orijinalliği özellikle de Ermeniler söz konusu olduğunda ilk akla gelen 1915 olaylarından çok ayrı bir noktada tutulmasıdır. Bu eserde Eskiçağ tarih sürecinde Armenia halklarının kim oldukları nereden geldikleri hangi coğrafyada yaşadıkları kendilerini hangi uygarlıklara dayandırdıkları gibi soruların cevabı aranmakta ve Strabon Herodotos Ksenophon Plutarkhos gibi Eskiçağ yazarlarının Armenia bölgesini ve bu bölgede yaşayan halkları nasıl değerlendirdiklerine yer verilmektedir.