Hakikat gözümüzün gördüğünden kulaklarımızın duyduğundan dilimizin söylediğinden kitapların yazdığından örülü bir uzun yol mudur yoksa kişi kendi hakikatini yaşamak için mi geçer yaşam yolundan?
Mavi ev Cemil için hakikatin kapısının aralandığı yerdi fakat cevabı o da bilmiyor; bulmak için upuzun içsel yolculuklara çıkıyordu. Bu yolculuk onu kâh psikiyatri kliniklerinden kâh uzun dağ yollarından geçiriyor mavi evde kendisine verilen kanlı bir kitap yaşayacağı ölümleri ve yıkımları haber veriyor kâh Hz. İsa kendisinde vücut buluyordu.
Elbette kiminin hakikatinin kiminin yalanıyla korkularıyla kesiştiği bu dünya evinde sorulara cevaplar bulmak da o soruları sormak da cesaret isterdi. Hayal ve hakikati ayırabilmek herkesin harcı değilse de Cemil'in hayatına hükmeden bir sırdı ve bu sırrı çözmek için güvenebileceği tek yer rüyalarıydı.
Rüyalarıyla uyanıp uyandığı her anı bir rüyaya çarmıha gerili rüyalara çeviren Cemil için başı sonu mutat bir hikâye yazıldı ve ona elinde rüyalarını aydınlatan bir fenerle bu hikâyeyi nihayete erdirmek düştü.