Sosyal adalet ile yönetim sistemleri arasında bir ilişki olduğu varsayımına dayanan bu çalışma Diyarbakır örneğinde çekirdeğini Sivil Toplum Örgütlerinin oluşturduğu örgütlü gruplara dayalı yönetişim mekanizmalarının yurttaşların kent yönetimine katılımına ne ölçüde olanak tanıdığını sorunsallaştırmakta ve kentin yoksun ve yoksullarını dışarıda bırakan bu sürecin limitlerini tartışmaktadır.