Burhan Günel özellikle romanlarında toplumumuzun ve içinde bulunduğumuz coğrafyanın geçirdiği tarihsel süreçlerden oluşan çok halkalı uzun bir zinciri yazmayı bireysel toplumsal kimliğimizi irdelemeyi amaç edindiğini sanat hayatına adım attığı ilk günden beri söyleyen ve bu tasarımını gerçekleştirmeye çalışan bir yazar. Özellikle Cumhuriyet döneminin belirleyici olaylarını olgularını; örneğin öncesi sonrasıyla işgal ve Ulusal Kurtuluş Savaşı yıllarını; toplumsal değişim süreçlerini askeri dayatmaları da kapsayacak biçimde siyasal yaşamımızdaki dönüşümleri kırılmaları romanlarının kimi zaman ön kimi zaman arka planında tutarak irdelemiş; ülkemizin insani gerçekliğini bu etkiler bağlamında anlatmaya özen göstermiştir.
Ahtapot yazarın hem tanığı hem yakınanı olduğu hem de eleştirilerde yergilerde bulunduğu 12 Mart 1971 olgusunun içeriden bir bakışla kotarılmış "dönem romanı." Olaylar yaşanmış gerçeklikle bağı koparılmadan kurgulanmış özgün bir yeniden yaratma işlemiyle roman gerçekliğine taşınmıştır. Türkçe sevdalısı olarak tanıdığımız yazar bu yapıtında da yalınlığın şiirini metinlerine yedirmiştir. Başka dönemlere ve o dönemleri anlatacak Burhan Günel romanlarına altyapı olacağını da sezdiren Ahtapot yazann olgunluk dönemi yapıtlarından ve çağına tanıklığın yazar ve aydın sorumluluğunun yetkin örneklerinden biri.