Günümüzde güzel sanatlara olan ilginin gün geçtikçe arttığı gözlenmektedir. Her insanda güzele karşı bir ilgi hatta güzel sanatlarla ilgili eğitim almamış insanların dahi bu duyguyu geliştirdikleri görülmektedir. Hiçbir zaman özü kelimelerle anlatmak ve bunu da anlatarak öğretmek mümkün olmamıştır.
Desen kavramını ele alırken onu zorlaştırmak anlamsızlaştırmak değil aksine onun tanınır hale önemini fark edilir hale getirmektir. Çevremizdeki canlı ve cansız varlıkların eşyaların atmosferin mantık çerçevesinde çizgisel değerler açısından incelenmesini sağlamaktı düşüncem. Tabiatta çizginin varlığının tamamen çizen kişinin kendi yeteneği ve hassasiyeti ile oluşturduğu kişisel bir anlatım aracıdır. Bu açıdan bakıldığında herkesçe kabul görülebilecek akıcı duygulu estetik bir çizgi anlatımını yakalayabilmektir.
Desen sanat dallarının içerisinde kendi kuralları kanunları yöntemleri ile özgür ve özgün kişiye dair bir alanı teşkil eder. Nasıl ki insanların farklı özellikleri bulunuyorsa sanatın içerisinde de desen bu farklılıklarla oluşmaktadır.
Desen ile ilgili görsel yetimizi geliştirmek için geçmiş sanatçıların desenlerini inceleyerek bunlara benzer desenler çizmeyi çalışmamız kendi üslubumuza ulaşmamız için fayda sağlayacaktır. Yaşadığımız çağda akademik anlamda eğitim veren atölyelerde dahi geçmiş sanat dönemlerine ait sanatçıların eserlerini ve desenlerini araştırıp inceleme olanaklarını sağlamaktadırlar. Desen çizenin fiziksel ve sosyokültürel çevresi estetik algılamalarının yanında çalışma temposu kişinin en yoğun düşüncesi olmalıdır. Bütün bu oluşum-lar kişinin biçimi ve görsel form oluşturmasında kendi seviyesini belirleyecektir.