Antropoloji disiplini insanı kültürel toplumsal ve biyolojik çeşitliliği içinde farklılık ve benzerlik vurgusuyla incelemeyi hedefler. Bütünsel bakış açısını mümkün olduğunca tatbik etmeye çalışır. Çünkü bu disiplin bütün zamanlarda yaşamış olan veya yaşayan tüm insanlara ilişkindir; insana ve insanlığa dair boyutların hepsiyle bağ kurar. Prensipte tüm toplulukların tüm kurumlarıyla ilgilenir. Antropoloji özellikle kültürel görecelilik bağlamın derinlemesine incelenmesi ve kültürler-arası karşılaştırmalara verdiği önem ile diğer kültür çalışmalarından ayrılır.
Antropoloji kavramı insan kültürlerinin çağdaş farklılığıyla ilgili olguların anlaşılması sonucunu doğurmuştur. Başlangıçta Avrupa uygarlığının yaygınlaşması karşısında kaybolma tehlikesi altındaki toplumların durumunu yazmaya imkân veren kurtarma etnografisi şeklinde sosyal bilim sahnesindeki yerini almaya başlamıştır. Daha sonra uygulamalı antropolojinin habercisi olan çalışmalarla adım adım genel antropolojiye geçişten söz edilebilir. Şüphesiz bu araştırmaların motivasyonları sadece bilimsel merak olmamıştır. Farklı kültür ve toplumları tanıma ve anlama stratejisinin gerisinde sömürgecilik politikası da vardır. Çünkü sömürünün ABC'si sömürü odaklarını iyi bilmeyi ve tanımayı emreder. Ancak günümüzde antropoloji disiplini küreselleşen bir dünyada karşılıklı bilgi ekonomik ve politik bağımlılığın artmasıyla birlikte bütün dünyayı ilgilendirmektedir.