Arkalarından daha yaşlı bir asker göründü az sonra. Diğerlerinin tersine daha yavaş ve vakur adımlarla girdi içeri bu adam. Onun yüzündeyse koca bir ateş gördü İkram Bey. Cehennem gibi sanki. Mağrur adımlarla askerlerinin yanına geldi durdu etrafta gezindi gözleri; koca avluda koca köşkte köşkün arkasındaki elma bahçesinde avlunun ortasındaki çeşmede avlunun ortasındaki yaprakları sararan ağaçlarda avluya doluşan korkmuş insanların üzerinde gezindi gözleri. Çizmeleri yüzündeki ateş kadar keskin ve sıcak parlıyordu.
Tek bir toz bile yoktu o çizmelerde. İkram Bey şaşkınlıkla baktı bu üzerinde tek bir toz tanesi bile olmayan çizmelere -oysa tozlu bir sokaktan geliyordu bu çizmeler- ve sonra adamın taranmış saçlarına açık beyaz yüzüne baktı uzaktan bile bakıldığında renkli olduğu anlaşılan gözlerine baktı küstah bakışlar küstah yüz güzel yüz; sen de güzel bir çocuğusun bu toprağın. Ama sen de kirlisin bizim gibi işte!.