Hadi diyorum sırr-ı aşk'a hadi.. Gönül gözü ürkek gönül gözü ıslak
Sor ala/cana su hangi mavi. Bir kenarı olsun kenarın su iniltisi denizlerimin.
Üşüş gelinesi yerlerime... sor halimi.
Hadi gözlerini yum
Düş yola düş içine
Adımı rahvan az ötelerin
Az kal bana
O şiiri sakladım ayrılığına
...duymadın mı?
Görmemişin bir sevdası olmuş
Günyüzü getirmiş sana
Demir Mutlugil
Ne zaman yarından umut kesmemiş ara renklerle çat kapı geliverecek bir huzuru düşlesem; güncel keşkeleri kaşıyan düne ait esmer bir pişmanlık yeşerir içimde.
Böyle zamanlarda hayatın tam da içinden mırıldanır gibi çok yalın çok tanıdık ama pek alışılmamış üstelikte hiç yıpratılmamış özgün bir şiire sığınmak isterim. Aklıma Demir Mutlugil adı gelir / bulur okurum.
-Romantizmin delik şemsiyesine davetsiz melankoli yağmurları yağdıran bu İstanbullu şiirler; hücrelerindeki ironinin sivri kancasını ketumluğunuza sapladığında kaçışınız yoktur artık. Satır aralarını neresinden çekerseniz çekin lirizmin incelen noktasında mutlaka ortak ve özel bir sırrı Mutlugille paylaşmak zorunda kalırsınız.
-Ben kendi hesabıma; gerçekle düş / çıkmakla düşüş arası bir zamanda dizelerden firari bazı hınzır duyguların; ruhumun dev aynasında "boyunbağına karanfil eken müstafi bir yalı çapkını gibi" volta atmasından çok büyük keyif aldığımı itiraf ediyorum.
Mine Özdemirtaş