Bu çalışmada herhangi bir dini esas almadan "kutsal" terimini ve bu terimin sosyal hayattaki yansımalarını ele aldık. Yalnız bu yaptığımız işin bir boyutunu oluşturuyor.
"Kutsal" üzerine konuşmak bizi her durumda "adalet" üzerinde konuşmaya yönelttiği için zorunlu olarak adalet üzerinde de durduk. Kutsal ve adalet kelimelerinin birey ve toplum için ne anlama geldiği bu kelimelerin nasıl birbirlerinin yerine kullanıldıkları bu kullanımların sosyal ve düşünsel yansımaları üzerinde yoğunlaştık. Bu iki kavramı hem ilâhî metinlerdeki izdüşümleri hem de sosyal hayattaki karşılıkları gereği birbirinin yerine kullanılan iki müterâdif olgu olarak ele aldık. Ayrıca adalet'in hem bir terim olarak hem de hayatı inşa eden bir düşünce sistemi olarak ne anlama geldiğini kutsalla ilişkisi bağlamında ortaya koymaya çalıştık. Bu nedenle sadece "adalet" teriminin serencamını değil hak ve özgürlüklerin Kur'ân'daki anlam ve alanları üzerinde de sesli düşünme denemesinde bulunmuş olduk. Kur'ân'ın hak ve özgürlüklerle ilgili nasıl bir açılım sağladığını ve nasıl bir yöntem sunduğunu da çok geniş olmamakla birlikte- ele aldık