"Savaşın içindeki askerin kendisinin ve birliklerinin yaptıklarını üçüncü bir kişiye anlatacak zamanı olmaz. Bu yüzden savaşta güncel savaş olaylarını anlatan tarih yazarları ekseriyetle olayların merkezinde bulunmayanlardan bilgi alırlar. Büyük olayların küçük unsurları hak ettiğinden ziyade öne çıkarılır ve başarıların binlerce kişinin kanlarıyla elde edilmiş yapısını teşkil eden ciddi büyük ve ağırlığı olan hususlardan eski tarih yazıcıları sadece birkaç kelime ile bahsederler. Evraklara ve sayılara dayanan hakikat ancak hiçbir şeyin gizlenmesinin gerekmediği bir zamanda ortaya çıkabilir. Gelibolu yarımadasında sekiz buçuk ay süren bu savaşın Asya yakasındaki çarpışmalar çabucak son bulmuştu özelliği V. Türk ordusunun sadece büyük bir çıkarma ordusuna karşı değil bilakis çarpışmalarla aynı zamanda ve bütün süresince dünyanın en güçlü donanmalarından birisine karşı savaşmış olduğu hususudur. Herhalde şimdiye kadar hiçbir ordu İngiliz Fransız çıkarma ordusu kadar İtilaf kuvvetlerinin Geliboludaki üç ordu grubu gibi büyük bir donanmanın ağır topları tarafından bu derecede desteklenmemiştir. Çünkü yarımadada gemi toplarının ulaşamayacağı ve ulaşmadığı tek bir nokta bile yoktu. Bu savaşlar hakkında haksız yere ve yanlış olarak çok şey yazılmıştır. Bu düşmanlarımızın yetersiz vasıtalarla düşünmeksizin giriştiği bir harekat değildi bilakis itinayla hazırlanmış bir plandı. Başarılı olmamasının sebebi ayrı bir konudur. Düşmanlarımızın bu savaşlarda 300.000 askeri cepheye sürmüş olmaları ve buna rağmen geri çekilmeye mecbur edilmeleri Türk ordusu için daimi bir şeref sayfası teşkil eder."
Liman von Sanders