Ben tarihçi miyim? Evet. Üstüne üstlük edebiyatçı sosyolog psikolog etnolog iktisatçı eğitimci ve siyaset bilimciyim de..Ancak heybemde cemaat ya da masonik destekli ucuz üniversitelerin makam odalarından tasdikli "Doktor" "Doçent" "Profesör" gibi unvanlarım yok. İhtiyacım da yok. -Sadece iki tane üniversiteden Tayyip Bey'in aldığı gibi elde edilmiş diplomalarım var o kadar.- Bana halkımın şişirilmemiş cilalanmamış tevazu dolu içten gelen teveccühü yeter...
Diğer yandan ise;
Ben kimim ki? Bir atımlık barutum bir sıkımlık canım var. Bir kör kurşun ya da kuru bir iftira bir dakikada defterimin dürülüp hesabımın görülmesine yeter de artar bile. Bunu net bir şekilde görüyor ve biliyorum. Bu nedenle yazarken "çok korkuyor" "tir tir titriyorum". Ancak bu güzel ülkeye ve üzerinde yaşayan saf temiz sadece "vergi vermek" "askerlik yapmak" "vatan için ölmek" konularında hatırlanıp her türlü külfeti ve zahmeti çekerek bedel ödeyen; sıra nimetlerden faydalanmaya geldiğinde ise ellerinin tersi ile bir kenara itilen o mazlum biçare serdengeçti bütün insanlara karşı; ırk dil din cinsiyet cibiliyet etnik kimlik vb. ayrımı yapmaksızın kendimi borçlu hissettiğimden dolayı işime devam ediyor tehlikeli sularda kulaç atıyorum. Son nefesimi verinceye kadar da bunu yapmaktan vazgeçeceğimi sanmıyorum.
Aziz Nesin'in dediği gibi: "Du bakali n'olecek!"
Mehmet Beşeri