Amerika Birleşik Devletleri'nde başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan son finansal kriz hemen hemen bütün ülkelerde gözlerin tekrar merkez bankalarına çevrilmesine neden oldu. Faiz oranları ve döviz kurları gibi değişkenlere dair verdikleri kararlar yaptıkları basın açıklamaları ve geliştirdikleri para politikalarıyla merkez bankaları bütün iktisadi birimler tarafından neredeyse her an takip edilir oldular; çünkü verdikleri kararlar sadece ekonomideki finansal ya da parasal değişkenleri değil doğrudan hanehalklarının tüketim düzeylerini ve refahını firmaların yeni yatırım kararlarını ve borç-alacak ilişkilerini kurlara ve faiz oranlarına bağlı olarak hükümetlerin borç durumlarını ve bunlara benzer çok sayıda reel ve nominal değişkenleri birinci dereceden etkilemektedir.
İlk kuruldukları günden günümüze kadar merkez bankaları kamunun finansmanı iktisadi büyüme döviz kuru istikrarı ödemeler dengesinin istikrarı finansal istikrar ve fiyat istikrarı gibi hedeflere bağlı olarak çeşitli para politikası stratejileri ve araçları geliştirmektedir. Süreç içerisinde bu amaçlardan hangisinin daha önemli olduğu ve hangi para politikası araçlarının daha etkin olarak kullanılabileceği ekonominin bazen reel kesimindeki bazen de finansal kesimindeki değişimlerce etkilenmiş yani amaç ve araçlarda değişimlere neden olmuştur. Kısaca merkez bankalarının belirli para politikası stratejileri altında kullandıkları para politikası araçları nasıl ekonomideki birtakım değişimlere neden oluyorsa; ekonominin reel ve finansal kesiminde meydana gelen gelişmeler de merkez bankalarının yeni para politikası stratejilerini ve araçlarını geliştirmeleri konusunda tetikleyici bir rol oynamaktadır.
Kitap merkez bankaları ile piyasalar arasındaki karşılıklı etkileşim çerçevesinde daha çok finansal piyasalardaki gelişmelerin merkez bankacılığı ve para politikaları üzerinde nasıl bir dönüştürücü etki meydana getirdiği konusuna odaklanmaktadır. Bunun için tarihsel bir perspektif içerisinde merkez bankacılığı ve para politikası uygulamalarının ilk örneklerinden günümüze kadar olan süreç incelenmiştir. Hedeflenen temel amaç finansın küreselleşmesinin merkez bankacılığı ve para politikaları üzerinde nasıl bir etki meydana getirdiğini okuyucuya sunabilmektir.
Kitap merkez bankacılığı para politikaları ve finansal küreselleşme konularına ilgi duyan herkes için tarihsel bir perspektif sunmakta ve konunun bütüncül olarak görülebilmesine katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Kitap ayrıca 2007-2008 finansal krizinde yeni uzlaşı para politikasının etkisinin finansal piyasalardaki gelişmeler karşısında nasıl azaldığı konusunu da ele aldığı için finansal kriz-para politikaları konusuna ilgili duyanlar için de faydalı olacaktır.