Türkiye'nin 2002 yılından bu yana içinden geçtiği sürecin nasıl ele alınması ve adlandırılması gerektiği pek çok tartışmaya konu oldu. Özellikle 2011 seçimlerinin ardından daha yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanan "otoriter popülizm" "sivil dikta" "parlamenter diktatörlük" "liberal otoriteryanizm" "post-modern diktatörlük" gibi kavramlar aslında içinden geçmekte olduğumuz sürecin bir takım sıra dışı özellikler taşıdığını ve ancak yeni kavramlar kullanılarak hakkıyla anlaşılabileceğini ima ediyordu. Özellikle 1990'ların başında gündeme gelen İkinci Cumhuriyet tartışmalarının yeniden alevlenmesi yeni bir rejimin kurulmakta olduğuna dair algının gözle görülür bir yansımasıydı.
Fatih Yaşlı'nın elinizdeki kitabı AKP'nin ve yapmak istediklerinin ne olduğuna ilişkin 2011 sonrasında alevlenen bu tartışmaları bir anlamda öngören ve bu tartışmalara siyasi/kuramsal bir müdahalede bulunma çabasının ürünü olan yazılardan oluşuyor. Yaşlı 2008 yılından bu yana çeşitli gazete dergi ve haber sitelerinde kaleme aldığı yazılarında "yeni rejim inşası" olarak adlandırdığı sürecin iç siyaset ideolojiler alanı dış politika Kürt sorunu Türkiye'de siyasi yaşamın farklı kanatları ve işçi sınıfı üzerindeki etkilerini ele alıyor. 2011 öncesi dönemi bir tür kurumlar arası çatışma ya da vesayetin tasfiyesi olarak gören yaklaşımlara yönelik erken bir eleştiri niteliği taşıyan bu yazılar söz konusu sürecin adını kurumları kesen bir iç savaş olarak koyuyor. İç savaştan galip çıkan AKP'nin "Yeni Rejim" inşasının temel mekanizma araç ve söylemlerini de inceleyen Yaşlı bu kitapta bir araya getirilen yazılarında söz konusu sürecin Türkiye solu ve Kürt siyasal hareketi üzerindeki etkilerine de eğilerek yeni rejimden olası bir "çıkış"ın yollarını da araştırıyor.