Kızının ardından loş koridorda tek başına kalan Fevziye bir an ne yapacağını bilemedi. İçindeki keyifsizlik kızgınlığa dönüşüyordu. Bir zamanlar bir dediğini iki etmeyen kızı onu bu darmadağınık evde bırakıp gitmişti. Hem de giyinip kuşanıp gençliğinin verdiği bütün canlılığı ile merdivenleri sekerek inip gitmişti onu bir böcek gibi geride bırakarak.
"...Seni bir daha asla görmeyeceğim ama ömrümün sonuna kadar uyuşturucuya başlamadan önceki halini hatırlayacağım... O pırıl pırıl zeka fışkıran bakışlarını ışık saçan hallerini neşeli gülüşlerini ve de en mühimi kocaman kalbini."