Kitabın ilk öyküsü Eylül Sancısı. İhtilallerle 11 Eylül'lerle anılan azığı acılar olan bir öykü. Bir beklenti var. Susuz çöl gibi yanan kavrulan bir yazın arkasından eylül yağmurlarıyla yağması beklenen birileri var. Ama bu beklentilerin sahibi dengelerin alt üst olduğu bir eylül sabahı gözlerini dünyaya açan yavrusunu kollarına aldığında yorgundur. Dünyanın her neresine düşerse düşsün o ateşle yanan bir anne var. Bu anne eylüller bahane edilip de bombalanan yerlerin acısını yüreğinde hissetmektedir dünyanın dengesizliğine inat. Bir yerde köpek mamasına yılda on sekiz milyon dolar harcanırken bir yerde de kıvırcık saçlı iskelet haline dönmüş insanların aynı televizyon ekranlarında gösterilmesi eylülün sancısını katmerlendiriyor.
Yaşamın ve aşkın acısı aynı eylül karesinde kendine yer buluyor Şahin'in öykülerinde. Aşka en çok yakışan edeptir anlayışı içerisinde masum utangaç hassas bir dengenin gözetildiği aşklar yer alıyor Eylül Sancısı'nda.