Nasıl da davetkâr bir isim Uzaklar... Bu teknenin adı sizin de ruhunuzun yelkenlerini şişirmiyor mu? Sizin de aklınızı çelmiyor mu bu ismin sihirli çağrısı?..
Tuzaklarla dolu olsa da uzakların sesine kulak verip açılmak ve hiç arkaya bakmadan yepyeni bir hayata doğru yelken açmak fikri sizin kafanızı da saç diplerinizi acıtırcasına çekiştirmiyor mu?
Uzaklarda bir yerlerde açık denizlerde farklı bir yaşam olduğunu bilerek yaşamak sizin de yüreğinizi burkmuyor mu?
Can Dündar Uzaklar'da gezi yazılarını bir araya getiriyor. Ancak klasik bir gezi kitabından çok farklı bir kitap bu; yazar kimi zaman günlük koşturmalardan kaçıp yanı başındaki bir kıyı kasabasında geçirdiği günü anlatıyor kimi zaman dünyanın öteki ucuna gidip orada yaşayanların gözleriyle bakıyor günlük yaşantımıza...
Hamburger ilanlarıyla bezenmiş Çin'den dümenini turizme kırmış sosyalist Küba'ya Kont Drakula'nın "satılık" şatosundan Harry Potter'ın filmlerine mekân olmuş Oxford'a yeşil karıncaların düş gördüğü Avustralya'dan Petersburg'un beyaz gecelerine ve daha nice yerlere uzanıyor Can Dündar... Anılar tanıklıklar tarihî ya da güncel bilgiler eşliğinde uzaklardaki yakını yanı başımızdaki uzakları getiriyor kapımıza.
Dünyaya onun gözüyle bir kere daha bakabilmek güzel...