18. Yüzyıldan itibaren Batı'nın sömürgeciliği ile birlikte kültürünün ve epistemolojik paradigmalarının da bütün dünyaya yayıldığına şahit olduk. Bize hazır bir şekilde Batı'dan gelen ve kavramlar ve metaforlar nötr olmadığı gibi masum da değil. Bunlar özgür düşüncenin önünde büyük engel oluşturmakta ve düşünce seyyaliyetini sınırlamaktadır. Batı dışında kalan kültür ve düşüncelerin sürekli gerilemesine karşılık Batılı zihniyetin küreselleşmesi ve her şeyi güdümüne alması bunun açık göstergesi. Varlıkla ilgili temel ön kabullerde Batılı epistemolojiden ayrıldığımız hususunu sık sık vurguluyoruz. Ama Batılı paradigmanın hakimiyeti ile ilgili dile getirilen hususların şikayet üslubunu aşamadığı görülüyor.
Esas ihtiyacımız olan bizi yüzeysel bir karşı çıkışın ötesine götürecek emek verilmiş çalışmalar. Önyargı böyle bir emeğin ürünü.