Ben seramiğin ince işlerinin sanatkârlığına nazaran aşılmaz ve ulu dağları hakimiyetiyle yeri göğü titreten delirmiş fırtınaları acımasız kızgın çölleri sanatına konu edinenlere muhabbet beslerim.
Ben kafeslerde ötüşen rengarenk kuş türleri yahut kartallarından ırak ve ıssız çöllerin yabani çiçeklerinden etkilenmiş şiirde heyecanlanırım.
Evet ulaşılmaz hapishanelerde insanlıktan çıkmış cellatların gözetiminde onurla mırıldanılan şiir bir mangalın etrafında esrarlı duman altlarında veya alkol servisinde tamamlanan şiirden daha da ulvidir. Böyle bir şairin onuru kat kat yücedir...