1980 darbesi öncesi darbeye ramak kala kahvehanelerin tarandığı sokakların bombalandığı gazetecilerin öldürüldüğü üniversite gençliğinin boykotlar yüzünden okullarını bitiremediği sağ-sol çatışmasının tavan yaptığı bir dönemin hikâyesi...
Gençlerimizin toplumsal çöküşle birlikte sönen hayalleri kırılan umutları...
1980 öncesinde kesişen çalkalanan savrulan hayatların öyküsünü anlatan okurken gözlerinizi ıslatacak gerçekler üzerine kurgulanmış bir trajedi...
Sana yağı kuyruğundaki Rumeyza'nın tatlı merakıyla başına açtığı belalara hayıflanarak dahil oluyoruz bu hikâyeye. Onu ve ailesini yavaş yavaş tanıyor tüm aile fertlerini derinden sarsacak olaylar silsilesine böylelikle giriş yapmış oluyoruz.
Yazarın kurguladığı olayları yerleştirmek için seçtiği arka plan yani 80'lerdeki o çalkantılı dönem karakterlerin başına gelen hadiseleri daha bir anlamlı kılmakta; bir devrin ne gibi bir anlayışla heba edildiğini acı bir şekilde hatırlatmaktadır bizlere. Her satırı umut ve dramla harmanlayan Şadıman Şenbalkan seksen öncesi ve sonrasının o çalkantılı döneminden kazınmış bu acıklı öyküyü ustalıkla sunuyor bizlere.