Bazen kitap okuyucuyu okuduklarını yaşamaya itmeli... Kitabın başkahramanını gölgede bırakıp okuyana başkahraman olma hissi vermeli... Adı geçen her sokakta yürüyormuşçasına içine çekmeli insanı... Yılların eskitemediği ihtişamlı binaların önünde arkasında üstünde içinde olma hissini en derinlerde yaşatmalı... O köprü senin bu köprü benim saatlerce yürüyebilme gücü verip Akan suyla alıp götürmeli insanı uzaklara çok uzaklara... Bir bir çevirirken sayfasını kitabın hani sonuna yaklaşıyormuş hissi değil de Sanki günleri bir bir yaşayıp kemale eriyormuş duygusunu tattırmalı... Çok mu okuyan yoksa çok mu gezen çok bilir ikilemini en derinlerde yaşatmalı... Son sayfasını da çevirdiğinizde kitabın bu okuduklarımı yaşamalıyım dedirtip Sizi yollara düşürmeli...
Hanife Benzer Schulte