Sih bir ailenin çocuğu olarak doğan Ubeydullah Sindî (1872-1944) on altı yaşında Müslüman oldu. 1909 yılında Şeyhü'l-Hind Mahmud Hasan'ın ortaya koyduğu stratejiyi uygulamak için girdiği dinî ve siyâsî mücadelede efsanevi bir toplumsal figür haline geldi. İngilizler'e karşı Kâbil'de "Geçici Hint Devletini" kuranlardan biridir. Devletin kuruluşunu Enver ve Cemal Paşalar ile Almanya da desteklemiştir.
1923 yılında Rusya üzerinden Ankara'ya gelip İnönü ile görüştü İstanbul'da Rauf Bey ve Kazım Karabekir gibi yeni dönemin önde gelen simalarıyla önemli görüşmelerde bulundu. Türkiye'de kaldığı üç yıl içinde bir yandan Türk tarihini araştırdı öte yandan da Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarına şahitlik etti. 1926 yılında İtalya üzerinden gizlice Mekke'ye varıp burada 13 yıl yaşadı. Ömrünün son 5 yılını şartlı izinle döndüğü Hindistan'da dinî ve siyâsî düşüncelerini hayata geçirme ve sosyalist partisine zemin bulma çabasıyla geçirdi.
Ubeydullah Sindî Şah Veliyyullah Dihlevî'nin ıslah ve tecdid düşüncelerini kendisine hareket noktası kabul eder. Bu sebeple Kur'ân'ın muhtelif sûrelerini siyâsî ve cihâdî perspektiften tefsir etmiştir. Musa Cârullah Mekke'de ondan Kur'ân tefsiri dinleyip kitaplaştıran sadık bir öğrencisi olduğu gibi düşüncelerini kendi eserlerine taşıyan bir takipçisidir de.
Bu eser Ubeydullah Sindî'nin farklı düşünce dünyasına ve Kur'ân yorumuna bir kapı aralayabilmek için kaleme alınmıştır.!