Karanlık bomboş rüyasız bir uyku. Saatler geçti böylece. Ta ki Tiber Nehri'nin kenarındaki salkım söğütleri yalayarak büyük bir gürültüyle aktığını görene dek. Sakalları göbeğine dek uzamış Ortodoks papazı sudan avuç avuç alıp yeni evli bir çifte içiriyordu. Dehşet içinde kaldı. Bembeyaz gelinliği içindeki genç kızın ayakları yoktu.
Sizlerin gördüğü Tahir sanaldı. Gerçeği ise kentin varoşlarına giden kalabalık otobüslerde seyahat ediyordu. Cinsel açlıklarını nasıl gidereceğini bilemeyen çaresiz ve yoksul proleterlerin kucaklarında buluyordu mutluluğu.