hani çobanıydım
simsiyah saçlarının
hani umursamazdık ya
ellerimizden kayarken hayat
bana mısın demezdik
papatya tarlalarını yalayan rüzgara inat
bir anlık hevesti kursağımızda zaman
kırlaşan saçlarımız kaldı geriye bizden
bir de kırışık çehremiz
geçerken serden güzelliğimiz
neler kaçırmışız meğer habersiz