Türkiye medyası belli bir düşünce kalıbında olan yazarların söz sahibi olması nedeniyle uzun yıllar boyunca aynı notadan çalmıştır. Atılan manşetler yapılan yorumlar yazılan makaleler neredeyse hiçbir eleştiri ile karşılaşmaksızın kamuoyuna ulaşmıştır. Bu nedenle söz konusu medya çevrelerinin görüşleri tek doğru olarak halka ulaşırken insanlar başka bakış açılarından yoksun kalmışlardır.
Son yıllarda bu tekelin kırılması ile farklı sesler ortaya çıksa da belli medya çevrelerinin tutumu değişmemiş; aynı "yayın ilkelerini" -belki de tirajlarından aldıkları güçle- sürdürmeye devam etmişlerdir.
Bilal Çetin içeriden biri olarak medyanın son yıllardaki artık tahammül edilemez olan bu tutumunu eleştirmekte ve "büyük" gazetelerin manşetlerinin "büyük" yazarların yorumlarının nasıl bir "görev" duygusuyla yazıldığını gözler önüne sermektedir.