Ali duyduklarıyla yıkılmıştı fakat çok da öfkeliydi ne desem dinletemiyordum. Epey bir süre onu teselli etmek için uğraştım. "Ben ona gösteririm beni tehdit etmeyi." Diyor başka bir şey demiyordu. Adımları hızlandı ve Ahmet ağabeyin bakkalı istikametine doğru yöneldi. Nereye gittiğini anlamıştım fakat onu durdurmaya ne gücüm ne de sözlerim yeterli geliyordu. Çaresiz yanına gittim. Evin yakınlarına gelince yavaşladı. Oradaki ağaçlardan birinin arkasına sindi. Mırıldanır gibi bir sesle "Şimdi görürsün sen." Deyince gözlerini diktiği yöne ben de baktım..