Kalemimin ucuna Montaigne'nin gölgesi düştü diyor Feridun Andaç. Aslında o on altı yaşın okuru olarak kendi ilkgençliğini yıllar sonra gittiği Bordeaux kentini (Perigord Şatosu'nu) bir büyük "usta"nın deneme anlayışını ya da açıkçası "deneme"yi anlatmakta. Belki de olanca yalınlığı içinde yazma serüvenini. Bitmeyen/kolay kolay da bitmeyecek olan okuma yolculuğunu. Sonunda da deneme yoluyla çağının içinden "yarın"a bakışını. Yazarın uzak geçmişte Montaigne çerçevesinde okudukları gerçekte bir dizi deneme değil sanki bir tür "yol haritası" olmuş. Onu Erzurum'dan alıp Atlantik kıyısındaki Bordeaux'ya kadar götürmüş. Yani başlayan öte yandan da hiç bitmeyecek görünen bir uzun yolculuğa! Andaç yol boyu günce tutmuş. Kendi öyküsünü yükseltmiş taş taş o Bordeaux anıları üstüne. Edward Said örneğinde olduğu gibi. Böylece Ataç'ın sözüne uymuş: "Gerçek denemeci okuruna açılabilen kişi." Dolayısıyla nasıl Montaigne kendisini kitabının konusu saymışsa Feridun Andaç da benzer biçimde kendisini bu kitabın bire bir ölçekteki ana konusu yapmış.
Uğur Kökden
Feridun Andaç "Deneme Zamanı" adını verdiği üçlemin ilkinde Montaigne'le başlayan süren deneme yolculuğunu onun yaşamı/yapıtı ekseninde ele alıp yansıtıyor. Dizinin yayımlanacak diğer iki kitabı ise Elias Canetti ve Italo Calvino ile süren bir okuma yolculuğunu içermektedir.