Aşk'ı Yeniden Okumak isimli ilk kitabında Elif Şafak'ın "Tasavvuf Textbook"u olan Aşk romanının kaynaklarını inceleyen Bülent Keçik hem Şafak'ın romanında hem de bazı kaynaklarda Yahudilerin bilinçsiz ve kötü insanlar olarak yansıtıldıklarına dikkat çekmişti.
Ters bir bilincin ortaya çıkmasına neden olan bu olumsuz örnekler doğal olarak Müslümanlarda "Yahudi düşmanlığını" ve bir korunma olgusu olarak "dışlamak" yaklaşımını da beraberinde getirmiştir. Her konuda gerekli gereksiz vurgularla Yahudi toplumunun olumsuz örneklerinin öne çıkarılması öte yandan ayrımcılığı da neden olmaktadır.
Oysa onlar yedi kez "inananlar" tarafındaydılar. Fakat ayrımcılık sonradan tahriflerle yerleşmiş oldu. Onlar Kur'an'a göre yine de "İslam" içindedirler. Çünkü kıyamet günü herkes gerçeği anlayıp gelecektir.
Yazara göre birçok kaynakta Yahudilerle ilgili olumsuz örneklerin veriliş amacı "Bu tür yanlışların Müslümanlarca ders alınıp yapılmamasını salık vermek" iken bu durum "Lanetli toplum olan Yahudiler başlarına geleni hak ettiler" gibi yararsız bir anlayışa da yol açmıştır.
Kitabında Hazreti Muhammed'in ve Kur'an-ı Kerim'in yaklaşımını esas alan Keçik doğru yolu bulmak için geçmişi iyi değerlendirmek ve sağlam analiz yapmak gerektiğini belirtiyor.
"Oldukça popüler hale gelen Hz. Mevlana'nın eserlerinin aynı zamanda iğrenç bir şekilde duygu sömürüsü yapan ve yapay yayınlara temel olarak kullanıldığı ve kendilerini öğretmen olarak lanse eden (self-made teachers) kişilerin para kazanmak amacıyla Mevlana / Mevlevilik adı altında ruhani hocalar olarak hizmet sundukları gerçeği..." (Hüseyin Peter Cunz İsviçre Uluslararası Mevlana Vakfı Postnişin. 2000 Bilgi Şöleni) ise bu kitabın temas etmeye çalıştığı konular arasındadır.