Ben hikâyeci değilim bu kitapta yer alan metinler de bildiğimiz anlamda birer hikâye değil. Kısmen hâtıra denilebilir belki. Veya hikâye hâtıra karışımı bir tarz olduğu da söylenebilir. Demem o ki türden ziyade bu metinlerin içi önemli...
Bir kısmı hayal mahsulüdür bu yazıların bir kısmı hakikat. Yani birebir hayattan alınma ya da hayal gerçek karışımı olanlar da var. Yaşanmışlıklar hâtıralar intibalar anekdotlar bu kitabın içine sinmiş. Zaten roman ve hikâye de yaşanmış veya yaşanabilir vakalar manzumesi olarak târif edilmiyor mu?
Kitabın önsözünde böyle diyen edebiyatçı-yazar Mehmet Nuri Yardımın hikâye ve hâtıralardan meydana gelen eseri Sefertasının yeni baskısı birinci baskı hakkında yazılan yazılarla daha da zenginleştirildi.
Güzel bir kapakla okuyucuya sunulan kitapta daha önce yayımlandıklarında yankı uyandıran 12 hikâye bulunuyor. Bunlar arasında özellikle Sefertası Uçak Korkusu Bir Yazarın İmza Günü Sendromu Muzaffer Teyze Hüzünlü Bayram Bugün Benim Doğum Günüm ve Tevfik Öğretmen gibi hikâyeler dikkat çekiyor.
Hepimizin anlatacak bir hikâyesi vardır. Bir göz açıp kapayana kadar okunuveren sayfaları çabucak çevriliveren fani ve yalan bir dünyanın buruk hikâyesi Her insanın olduğu gibi sizin de anlatacak bir hikâyeniz vardır mutlaka. Öyleyse niçin kaleme sarılıp yazmıyorsunuz?