'Öpücük Kıvamında' ilk etapta algıladığımız gibi sadece fantastik içerikli bir roman değil. Aşka ve tutkuya şahitlik ederken her okurun içinde kendisini bulabileceği birçok yaşanmışlıkların harmanlandığı bir romanı tutuyorsunuz elinizde.
Öpücük Kıvamında...
Her öpücüğün her temasın bizde bıraktığı his bambaşkadır. Sevdiğimize âşık olduğumuza tanıdığımıza sevmediğimize arkadaşımıza kedimize köpeğimize büyüğümüze küçüğümüze herkese ama herkese dokunuşumuz bambaşka lezzet vermektedir. Sebebi de daha anlamlı olmaktadır. Hele de bu öpücük veda öpücüğü ise...
Kısacası;
Kimi dudak öpücükleri kor olup içimizi yakıp kavuran yüreğimizi coşturan aşkımızın
Kimi hissizce bir temasın Kimi sıradan özelliksiz ve kimliksizliğin
Kimi acı verici mide bulandırıcı sapkının
Kimi ise içimizi yakan ayrılığın öpücüğüdür...
Öpücüklerle atılan çoğu aşkın ve sevginin üzerine sayısız sadakat yeminleri de edilse sadakatsizlik başrolü alabilmektedir. Sanki çoğu oyunun kötü kuralıymış gibi ihanetin bedelini mutlaka aşk ödeyecektir.
Hayatın içindeki ihanet silsilesinde biz insanoğlu yarının ne getireceğini bilemeden ASLA diyebiliyoruz. Bize göre başkalarını "asla" diyebilecek kadar hatalı bulduğumuz ve hatta anlam veremediğimiz hâller gün gelir bizim başımıza da taç olabilir.
Yaşanmışlıkların ve kurgunun karışımı olan Öpücük Kıvamında ile bazen kaçmaya çalıştığımız kişi/kişilere karşı duyulan öfkenin ya da uzak duruşun altında ona duyulan sevginin ve özlemin kokusunu tütsülemeye kaçmaya çalışırken dönüp sarılmak isteyen bir çocuğun kalbindeki sis perdesini aralamaya çalışılmıştır. En önemlisi asla diyen bir kadının yaşadığı yasak aşk konu alınmıştır. Kendinizden bir parça bulacağınız kadife kıvamındaki kitabı ruhunuza saracağınız bir muhakkak...