"Gözlerim yoruldu. Daha aydınlık olamaz mı bu mağaranın içerisi?"
"Karanlık da ışık da insanın ruhundadır. Gözlerini kapat ve öyle konuş. Daha rahat edersin. Hem göremeyeceğim diye korkma eskisinden çok daha iyi göreceksin."
Yazar roman boyunca yansız/nesnel davranıyor. İki kişi arasında geçen konuşmaların akşam saatlerinde yapılıyor olması kahramanların ruhsal durumlarındaki kaosu daha da belirginleştiriyor. Sürükleyici olduğu kadar da şaşkınlık öfke ve kızgınlık uyandıran bir üslûbu var. Kendinizi bazen bilge bazen de serserinin yerine koymanıza neden olabiliyor. Romanda ayrıca yalın bir dille felsefi bir içerik oluşturulmuş. Bu da romanın akıcılığı ve anlaşılabilirliği konusunda bize yardımcı oluyor.
Hilal ERBOYACI