"Nasıl olur da ölür?" diye bağırıyorlardı. "Hani bize kıyamet gününde şefaat edecek değil miydi? O ölmedi. Göğe çekildi... Tıpkı İsa gibi." Sonra kapıdan bağırıştılar: "Sakın gömmeyin onu!"
Ömer de bu fikirdeydi:
"Hayır Peygamber ölmedi. Cenabı hakkı görmeye gitti. Musa da gitmiş ve kırk gün sonra dönmemiş miydi? Muhammed de dönecek. Ona öldü diyenler haindir. Ellerini ayaklarını kesmeli."
O anda ölüm haberini alan Ebû Bekir kimseye bir tek söz söylemeden camiye girdi. Oradan Peygamberi görmek üzere kızı Aişe'nin odasına geçti. Üstünü örtmüşlerdi. Yüzünü açtı öptü. Ağladı. Ve duyduğu acının ağırlığı altında kendinden geçti.Ve acıdan kendini zorla koparırcasına kalktı Peygamberin yüzünü öptü... Dışarı çıktı.
"Ey nâs..." dedi "her kim Muhammed'e inanıyorsa bilmeli ki Muhammed öldü. Her kim Allah'a inanıyorsa bilmeli ki Allah bakidir.
Kur'an ne diyordu?
Muhammed bir resulden başkası değildir. Ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Şimdi o ölse yahut öldürülse ökçeleriniz üzerine gerisin geri mi döneceksiniz!"