Zaman zaman dramatik kopuşların yaşandığı Batı'daki birkaç yüzyıllık toplumsal gelişmenin ülkemizde on yıllara sığdırılmaya çalışıldığı son yüz yılın toplumsal-siyasal tarihini; Türkiye insanının kulluktan tebaalığa oradan da yurttaşlığa doğru bir yürüyüşü olarak özetlemek mümkün.
Bu yürüyüşün neresindeyiz? Sonuna yaklaştık mı yoksa kuyruğunu kovalayan kedi gibi durduğumuz yerde mi dönüyoruz?
Bu kitaptaki yazılar "zor zanaat" olan yurttaşlığa doğru 75 yılda katedilen yolu bu yolda önümüze çakın tarihsel toplumsal ideolojik engelleri; ayrıca birey olarak yurttaşlık yolunda "ev ödevimizi" yapıp yapmadığımızı ve kimlik arayışımızı sorguluyor.