"Bir kuruluşun sahip olduğu ve yeri doldurulamaz tek sermayesi insanların bilgi ve yeteneğidir."
Andrew Carnegie
"Bilgiye yapılan yatırım en yüksek kârı getirir."
Benjamin Franklin
İnsan faktörü artık işletmelerin görünmeyen bir gücü olarak kabul edilmekte hatta işletmelerin değerlendirilme yöntemleri içerisinde entelektüel sermaye olarak önemli bir yer teşkil etmektedir. İşletmelerin piyasadaki değerlerine olursa olsun gerçek değerleri ve aslında işletmeleri başarıya götüren yegâne unsur ellerindeki insan gücü ve bunu kullanabilme yetenekleridir. İşte bu nedenle işletmeler ellerindeki insan gücünü farklılığı yaratabilme değişen çevre koşullarına uyum sağlayabilme ve bunun yanında çağın gerekleri olan hız esneklik kalite ve işletmeye olan bağlılığın ortaya konabilmesi için doğru ve yerinde kullanmak zorundadırlar. Her ne kadar süreçsel açıdan bakıldığında yönetim biliminin gelişmesinde temel alınan nokta çalışanların sosyal birer varlık olduğu olgusunu kabul edebilme ve o yönde bir yönetişim sistemi kurma çabası olsa da artık günümüzde "insan" işletmeler açısından en önemli üretim faktörü ve işletmelerin hayatta kalabilmesinin en önemli anahtarıdır. Bu anahtarın ise süreç içerisinde gerek sorun olabilecek gerekse gelişmeye ihtiyaç duyabilecek kilit noktalarda işe yaraması anahtarı elinde tutan yönetim kademesinin sürekli eğitimi ve gelişmesi ile mümkündür.