Bu oğlanın memleketinde bir mahlûktan bahsederler: Enkebir..
Bir nevi gece cini. Anadolu'da başka başka isimlerle bilinir. Ardahan'da Yolazdıran Aladağlar'da Harparik Yozgat'ta Kibilik Diyarbekr'de Kepoz derler ona; Harput'ta Kamos Niksar'da Aldaçı Zile'de Hobur Kars'ta Mekir Edirne'de Koncolos... Çukurova'da Varsaklar ona Kara-kırnak ya da Kara Tırnak der. Sürmene'dekiler ise Karakura. Lazlar Germakoçi bazen de
Dağkoçi der... Dağ Adamı yani. Kaftarküski Çarşamba Babası veya Ahubaba diyen de çoktur ona. Kimi Kara Baba diye bilir onu Ama şu kuru bozkırın göbeğinde Anadolu'nun çorak kasıklarının ortasında onu esas Deli Gücük diye bilirler... Oğlan onu imdada çağırıyor.
19. yüzyıl Anadolu bozkırı binbir dilli beddua göz gözü görmez yağmurlar kimsenin uğramadığı tenha yollar gece uykusundan
sağ çıkan yolcular afyon ve tütün dumanı şayia ve velvele kan pıhtısı...
Memleket kokan adalet. Huzursuz seyyah kargalarla konuşan adam "yalan dünya kahrolası hayat". DG Osmanlı taşrasında
dünyayla alçaklarla kendiyle hesaplaşıyor...
Murat Başekim karanlık bir adamın hikâyelerini anlatıyor. Rahatsız edici tekinsiz ve tuhaf... Zifiri bir siyahlıkla edebiyat
şehrengizine çörekleniyor.