Rifat Kalakoğlu dördüncü kitabında bu defa öykümsü denemelere yer verdi...
Yaşam denilen süreç insanların başından geçen; duyulan görülen ya da hayal edilenlerin öykünmesi değil midir? İçinizde kalan hevesler umutlarınız tutkularınız sevinçleriniz kederleriniz değil midir sizi var eden?
O sadece; "Okuyucunun hayal özgürlüğüne öyle de böyle de düşünülebilirliğe saygı duyarım" diyor... ve devam ediyor;
"Çoğunluk çevre algılamalarımızdaki özenle yoğruluruz. Gün olur sevgiye kimi zaman nefretlere sığınırız. Güncel gözlem ve birikimlerimiz hatta sevdiklerimiz bile kimi zaman bir parça içimizi burkan bir korku bir tortu bırakmıyor mu?
Gözümüzü uzaklara mutluluk özlemlerine diktiğimizde bir hoşnutluk kıvılcımı çakıyorsa eğer yaşamı özümsemişizdir... Belki de kendimizden ayrı yeni bir ben'i sen'i o'nu var etmişizdir. Hatta yeni kimliğimiz önümüze bile geçmiş olabilir...
Siz gelin öykülerdeki olaylara kendinize yakıştırdığınız kahramanların gönlünüzde bıraktığı sese ve heyecana kulak verin. Yaşamınızı anlamlandıran kırıntıları bir lego parçası gibi birleştirin...
Siz en iyisi yeni öykünmelere yelken açın..."