Farklı düşünce dünyalarından geldikleri halde onu tüm kalbiyle sevmiş ve onun uğrunda ölmeyi ilk günlerden beri göze almıştı elbette; fakat asıl ümit ve hayal ettiği şey onunla yaşamak ve sonunda onun kollarında gözlerini kapatmaktı.
Hiç değilse birazdan öldürülerek içine atılacağı mezarın kazılışını izlediği o yapayalnız son anlarında sevdiği adama bir kez olsun doya doya sarılabilmeyi ne kadar da isterdi!
"Neredesin biriciğim..." diye mırıldandı kendi kendine. "Nerede kaldın? Bak sevdiğinin mezarını kazıyorlar?"